-
1 سقم
IسقَّمَhastalandırmakAnlamı: hastalanmasına sebep olmakIIسَقَم1. sayrılıkAnlamı: hastalık2. malullükAnlamı: sakatlık, hastalık3. maluliyetAnlamı: sakatlık, hastalık4. marazAnlamı: hastalık, illet5. afetAnlamı: doğanın sebep olduğu yıkım6. dertAnlamı: hastalık, ağrıسَقِم1. marizAnlamı: hastalıklı2. hastaAnlamı: sağlık durumu bozuk3. hastalıklıAnlamı: vücut. direnci az olan, mariz4. sağlıksızAnlamı: sağlık durumu bozuk5. sayrıAnlamı: hastaIVسَقِمَfenalaşmakAnlamı: (hasta) ağırlaşmak -
2 سقيم
سَقِيم1. marizAnlamı: hastalıklı2. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz3. hastaAnlamı: sağlık durumu bozuk4. sayrıAnlamı: hasta5. sağlıksızAnlamı: sağlık durumu bozuk6. hastalıklıAnlamı: vücut. direnci az olan, mariz7. sakat8. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin9. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif -
3 عليل
عَلِيل1. marizAnlamı: hastalıklı2. malûlAnlamı: sakat kimse3. hastaAnlamı: sağlık durumu bozuk4. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz5. keyifsizAnlamı: sağlığı pek yerinde olmayan6. sayrıAnlamı: hasta7. sağlıksızAnlamı: sağlık durumu bozuk8. hastalıklıAnlamı: vücut. direnci az olan, mariz9. sakat -
4 مريض
مَرِيض1. marizAnlamı: hastalıklı2. zebunAnlamı: güçsüz, zayıf, âciz3. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz4. hastaAnlamı: sağlık durumu bozuk5. keyifsizAnlamı: sağlığı pek yerinde olmayan6. hastalıklıAnlamı: vücut. direnci az olan, mariz7. sağlıksızAnlamı: sağlık durumu bozuk -
5 معتل
مُعْتَلّ1. zebunAnlamı: güçsüz, zayıf, âciz2. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz3. hastaAnlamı: sağlık durumu bozuk4. keyifsizAnlamı: sağlığı pek yerinde olmayan5. hastalıklıAnlamı: vücut. direnci az olan, mariz6. sayrıAnlamı: hasta7. sağlıksızAnlamı: sağlık durumu bozuk -
6 دنف
-
7 ضعيف
ضَعِيف1. zayıf2. kaknemAnlamı: kuru, sıska3. nane mollaAnlamı: güçsüz, dayanıksız (kimse)4. takatsizAnlamı: takati kalmamaış5. nahifAnlamı: zayıf, çelimsiz6. mecalsizAnlamı: dermansız, takatsız7. zebunAnlamı: güçsüz, zayıf, âciz8. yalın katAnlamı: zayıf, sağlam olmayan9. kuvvetsizAnlamı: gücü, kuvveti olmayan10. kudretsizAnlamı: gücü olmayan11. dermansızAnlamı: gücü kalmamaış, bitkin12. ölükAnlamı: canlılığı azalmış, halsiz13. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz14. tırılAnlamı: çıplak ve zayıf15. pimpirikAnlamı: yaşlı, güçsüz16. sağlıksızAnlamı: sağlık durumu bozuk17. sakat18. çelimsizAnlamı: güçsüz, nahif19. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin20. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif21. dayanıksızAnlamı: dayanmayan, sağlam olmayan, güçsüz -
8 عاجز
عَاجِز1. marizAnlamı: hastalıklı2. zayıf3. kaknemAnlamı: kuru, sıska4. kocaAnlamı: yaşlı, ihtiyar5. hâlsizAnlamı: gücü olmayan, takatsız6. âcizAnlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz7. yalın katAnlamı: zayıf, sağlam olmayan8. zebunAnlamı: güçsüz, zayıf, âciz9. kudretsizAnlamı: gücü olmayan10. dermansızAnlamı: gücü kalmamaış, bitkin11. geçkinAnlamı: ihtiyarlamaya yüz tutmuş, geçmiş12. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz13. kartaloşAnlamı: kartlaşmış, yaşı geçkin14. sağlıksızAnlamı: sağlık durumu bozuk15. sakat16. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin17. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif -
9 عيان
Iعَيَّان1. âcizAnlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz2. zebunAnlamı: güçsüz, zayıf, âciz3. dermansızAnlamı: gücü kalmamaış, bitkin4. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz5. sağlıksızAnlamı: sağlık durumu bozuk6. sakatIIعِيَان1. temaşaAnlamı: hoşlanarak bakma2. müşahedeAnlamı: görme, gözlem -
10 قعيد
قَعِيد1. marizAnlamı: hastalıklı2. malûlAnlamı: sakat kimse3. âcizAnlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz4. kötürüm5. dermansızAnlamı: gücü kalmamaış, bitkin6. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz7. sağlıksızAnlamı: sağlık durumu bozuk8. sakat -
11 كليل
كَلِيل1. zayıf2. kaknemAnlamı: kuru, sıska3. takatsizAnlamı: takati kalmamaış4. mecalsizAnlamı: dermansız, takatsız5. âcizAnlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz6. hâlsizAnlamı: gücü olmayan, takatsız7. bitapAnlamı: bitkin, yorgun8. yalın katAnlamı: zayıf, sağlam olmayan9. dirençsizAnlamı: direnci olmayan10. kudretsizAnlamı: gücü olmayan11. kuvvetsizAnlamı: gücü, kuvveti olmayan12. dermansızAnlamı: gücü kalmamaış, bitkin13. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz14. kütAnlamı: keskin olmayan15. pimpirikAnlamı: yaşlı, güçsüz16. sağlıksızAnlamı: sağlık durumu bozuk17. bitik18. sakat19. çelimsizAnlamı: güçsüz, nahif20. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin21. arıkAnlamı: zayıf, cılız, kuru, sıska22. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif23. bitkinAnlamı: gücü tükenmiş olan -
12 معروق
مَعْرُوق1. zayıf2. bitapAnlamı: bitkin, yorgun3. dermansızAnlamı: gücü kalmamaış, bitkin4. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz5. sağlıksızAnlamı: sağlık durumu bozuk6. bitik7. zayıfAnlamı: (insan, hayvan için) eti, yağı az olan, cılız8. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin9. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif10. bitkinAnlamı: gücü tükenmiş olan -
13 معل
مُعَلّ1. keyifsizAnlamı: sağlığı pek yerinde olmayan2. hastalıklıAnlamı: vücut. direnci az olan, mariz3. sayrıAnlamı: hasta4. sağlıksızAnlamı: sağlık durumu bozuk -
14 نحيف
نَحِيف1. zayıf2. kaknemAnlamı: kuru, sıska3. nahifAnlamı: zayıf, çelimsiz4. âcizAnlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz5. dermansızAnlamı: gücü kalmamaış, bitkin6. inceAnlamı: kalınlığı az olan7. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz8. kılcalAnlamı: kıl gibi olan, çok ince9. pimpirikAnlamı: yaşlı, güçsüz10. sağlıksızAnlamı: sağlık durumu bozuk11. çelimsizAnlamı: güçsüz, nahif12. zayıfAnlamı: (insan, hayvan için) eti, yağı az olan, cılız13. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin14. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif
См. также в других словарях:
sağlıksız — sf. 1) Sağlık durumu iyi olmayan, sağlığı bozuk, sıhhatsiz 2) mec. Sağlam, doğru, güvenilir olmayan … Çağatay Osmanlı Sözlük